1.12.2010

üç nokta...


üç nokta...
Âşık ve Maşuk birbirinden uzağa düşen iki sevdalının hikâyesi…
Uzaktalar birbirinden ama sevdayı yaşatıyorlar.
Öyle çok seviyorlar ki sevgi sözcükleri yetmiyor hisler dillere bir türlü dökülemiyor.
Mektuplarının sonuna konan bir üç nokta hissedilenleri anlatıyor.
Âşık üç nokta koyuyor Maşuk anlıyor…
ne kadar da derinmiş duygular,anlatımlar..
eskiden sevgililerin mektuplaştığı o güzel zamanlarda,
mektuplar aile büyükleri tarafından da kontrol edileceğinden öncelikle büyüklerin hal ve hatırları sorulur,
havadan sudan konular geçiştirilir ve
mektubun çeşitli yerlerine sıklıkla üç nokta konulurmuş.
mektubun asıl sahibine söylenemeyen "seni seviyorum"lar bu üç noktalara gizlenirmiş.
tıpkı aşık ile maşuk gibi.. ne demek istediklerini noktalarla anlatabilirlermiş.
bir mektupta ne kadar çok üç nokta varsa o kadar çok "seni seviyorum" var demekmiş.
şimdi ise telefon operatörleri bize kullanamayacağımız kadar bedava mesaj hakkı veriyor
-mesajlaşmakla mektuplaşmayı karşılaştırabilirseniz-
ve bizler tüm bunlara rağmen sevgilerimizi sesli harflerin olmadığı "sn svyrm" 'lara sıkıştırmaya çabalıyoruz..
eski zamanlara, - gerçek aşkların ve mektupların- çağına imrenmemek mümkün değil.
toplumsal mesaj verdim sanki ama içime dert oldu belli ki:)

ps: okurcuklardan gelen yoğun istekle ilk nokta ile sonuncu noktanın yerini değiştirdim,layık olmaya çalışıyoruz:))

sevgiler efenim :)

0 okurcuk yazarcık var: